Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

24 Mart 2016 Perşembe

Komiser

Tamer Baran
Bazen denk gelir böyle: Birbirini hiç tanımayan iki farklı sinemacı aynı fikir üzerinde çalışır, ortaya çıkış noktası aynı ama öyküsü farklı biçimde gelişen, üslubu, atmosferi değişik iki film çıkar.
Rus yapımı “Mayor” da, Romen filmi Çocuk Pozu gibi trafik kazasıyla başlıyor. Bir çocuğun ölümüne neden olan kişi bir komiser, belli bir çevresi, onu koruyan amirleri, onların yasadışı işlerini engellemek isteyen İç İşleri mensupları var. Ceza almaktan kurtulmak için Sergey, arkadaşlarının yardımını istiyor. Oğlunun ölümüne tanık olan kadının ifadesini değiştiriyorlar, babasının gözünü korkutuyorlar vs... Fakat işler umdukları gibi gitmiyor; tersine bu sıyrılma çabası ilgili herkesi içine çeken bir girdaba dönüşüyor, hemen herkes bir şekilde zarar görüyor, hatta birkaç kişi ölüyor.

“Çocuk Pozu” toplumsal eleştiriden ziyade karakter çalışmasıydı ve vicdan azabı, ahlak gibi kavramlar üzerinde duruyordu. “Mayor”un ana teması ise devlet içindeki yozlaşma. Fakat sadece bu da değil, her an yaşanabilecek türden bir öykü aracılığıyla Rus toplumunun resmini çiziyor.
Ve bunu çok iyi yapıyor. “Mayor” etkileyici bir film. Senaryosu sürprizlerle dolu, rejisi kusursuz, özellikle 3 ana karakteri canlandıran oyuncular müthiş... Onlardan biri olan Pavel'e hayat veren yönetmen Yuriy Bykov “Takip edilmesi gerekenler” listemize girdi.


Meraklısına: 33. İstanbul Film Festivali'nde gösterilen filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
 

2 yorum:

  1. Çocuk pozu'nu ilk seyrettiğimde (o anki ruh halimle de alakalı olabilir) beni itmişti. İkinci seyredişimde filmi aslında sevdiğimi gördüm ki bu çok şaşırtıcı bir deneyimdi. The Mayor'u daha görmedim, ama Ruslar her zaman Romenler'den daha sıkı sinemacıydılar. En kısa zamanda edineceğim.

    YanıtlaSil
  2. Çocuk pozu'nu ilk seyrettiğimde (o anki ruh halimle de alakalı olabilir) beni itmişti. İkinci seyredişimde filmi aslında sevdiğimi gördüm ki bu çok şaşırtıcı bir deneyimdi. The Mayor'u daha görmedim, ama Ruslar her zaman Romenler'den daha sıkı sinemacıydılar. En kısa zamanda edineceğim.

    YanıtlaSil