Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

16 Ekim 2016 Pazar

Gülüşan

Bilge Olgaç'ın anısına
(1 Ocak 1940 – 3 Mart 1994)
Olgaç'ın duyarlılığını, işlediği temalara hakimiyetini, insancılığını sergileyen en başarılı, en etkileyici filmlerinden biri...
Olgaç senaryolarının seviyesi Yeşilçam ortalamasının çok üzerindedir genelde; bu filmde de öyle. Üçü kadın dört kişilik bir dünyayı kuran ve sunan film, karakterlerinin inandırıcılığı ve ana meselesini ustaca işlemesiyle dikkat çekiyor. Sanatçı dört parçalı bir yapboz kuruyor özenle, dengenin bozulacağını hissettiriyor, gerilimi azaltmadan, herhangi bir öğe veya duyguyu abartmadan trajik sona doğru ilerliyor.
Beklenebileceği gibi gerek kaleminde, gerekse rejisinde bazı aksaklıklar var, ama bunlar Olgaç'ın kusuru değil, Yeşilçam'ın yapısal sorunlarından (örneğin hızlı çekim yapma gerekliliğinden) kaynaklanıyor. O şartlarda bu performansı gösteren Olgaç da, dört ana karakteri canlandıran oyuncuları da (Halil Ergün, Yaprak Özdemiroğlu, Meral Orhonsay, Güler Ökten) bol bol alkışı hak ediyorlar; ellerine, yüreklerine sağlık.
Meraklısına: Filmi sevenlerin en önemli şikayetlerinden biri TV'de finali yok edilerek gösterilmesi.. Fakat hangi akla hizmetse son yazısı ekranda belirdiği için neredeyse 5 dakika eksik olan bu “sakat” versiyonu filmin orijinal hali sanan ve bu yüzden eleştirenler çıkıyor. Oysa orijinal versiyon son derece güçlü ve etkili bir finalin ardından kısa bir arka jenerikle son buluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder