Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

23 Ekim 2009 Cuma

"Parlayan Hançerler"

Kendilerini on yönden pusuya düşürmüş tüm herkesin hikayesi, iyi anlatılmış bir mesel...

Son iki filmiyle tüm dünyada epey övgü ve ciddi bir ticari başarı kazanan Yimou Zhang’ın lakabı "strateji uzmanı" imiş. Bu iki kelime çok önemli.

Zhang zor bir işi başardı: Geçen ay Filmartı'da Talip Ertürk'ün de yazdığı gibi Komünizm karşıtı bir aileden geldiği, politik görüşleri Çin'in resmi ideolojisiyle uyuşmadığı için, yeteneği kabul görmesine rağmen yönetimin desteğini kazanmakta epey zorlandı, nihayet çektiği beşinci filmle rejimle ilişkisini düzeltti. Batılı sinema aydınlarının saygısını zaten kazanmış, filmleri önemli ödüller almıştı, fakat "Hero-Kahraman"dan önce, hem Çin'deki, hem ülke dışındaki seyirciyle bağı zayıftı, son iki film gişede de başarı sağladı.

Dünyada üretilen tüm filmler içinde, hem seyircinin, hem entelijensiyanın beğenisini kazanabilenlerin oranı çok düşük kalıyor. Batı ülkeleri dışında film yaparak bu başarıya ulaşabilenlerin (ve bunu sürdürebilenlerin) sayısı çok az; öyle görünüyor ki Zhang bu başarısını korumayı da becerecek.

Çünkü Yimou Zhang bir strateji ustası...

Öyle olduğu içindir ki avantajlarını akıllıca değerlendiriyor.

"Parlayan Hançerler"de de dövüş sanatlarının rafine örnekleri var. Malzeme yerel, hatta belki de Doğuluların dünyaya (geniş kitlelerin anlayıp sevebileceği biçimde) satabilecekleri en önemli değer, ayrıca röportajlarda açıkladığına göre Zhang’ın bu konuya kişisel ilgisi de yüksek... Fakat sadece "dövüş filmi" yapanlar, ne geniş kitlelerin beğenisini kazanabiliyor, ne de ciddiye alınıyorlar. Zhang da zaten -sanat anlayışı gereği- "sıradan" dövüş filmlerine uzak biri.

Sıradan filmler düşünsel açıdan da zayıf olurlar, Zhang tüm filmlerinde elinden geldiğince hikayenin felsefi tarafına da eğilmeye çalıştığı, bundan hoşlandığı için zaten standart dövüş filmleri yapamazdı. Örneğin John Woo iyi macera filmleri çekiyor, fakat felsefeden çok görselliğiyle standartın üstüne çıkabiliyor. Zhang eğilimleri bakımından Woo'dan farklı, Kurosawa'ya daha yakın bir yerde duruyor (henüz onun gibi bir "büyük usta" olmasa da). Dövüş sanatları felsefesi açısından "Kahraman" daha ileri bir adımdı, "Parlayan Hançerler"de ağırlık aşkın felsefesinde, fakat ikisinde de varoluşun anlamına dair sorular gündemde. Düşünsel yoğunluğu Zhang’ın ikinci güçlü silahı.

Üçüncüsü ise, teknolojinin de yardımıyla ulaştığı görsellik. Fotoğrafçılığının da katkısıyla olağanüstü bir görsel dünya kurmayı hep becermişti, çok yetenekli bir yönetmen olduğu kabul ediliyordu zaten, artık büyük bütçe desteği de var, çektiği her kareyi görsel açıdan olabilecek en üst seviyeye çıkartabiliyor, renklerden sadece biçimi değil, içeriği de çok güçlendirecek biçimde yararlanabiliyor.

Modern epik
Zhang’ın bu üç avantajını toplarsanız eşit işaretinin karşısında "epik" yazar zaten.

Başka bir şey yazamaz çünkü formüle Çin yönetimiyle ilişkisini de katmamız gerekir. Ertelediği arzusunu hayata geçirip Kültür Devrimi denen süreçle (veya Çin'in aktüel sorunlarıyla ilgili) bir film yaparsa yönetimle arasının fena halde bozulacağı kesin, kafasındaki filmi çekebileceği de çok şüpheli. En azından bugün için.

Bir strateji uzmanı içinde bulunduğu dönemi de iyi analiz etmek zorundadır, erken öten horozun başını keserler çünkü. Fakat Zhang’ın dönem analizi sadece ülkesiyle ilgili değil, sinemanın bugünkü durumunu ve tüm dünyada salonları dolduran seyircinin eğilimlerini de iyi etüt etmiş. Post-Matrix dönemdeyiz; Zhang da efektlerin de yardımıyla bu dönemin estetiğini kullanıyor, daha doğrusu o estetiği kendi epiğine uyguluyor, onu klasik olmaktan çıkarıp "modern epik" haline getiriyor.

Filmin politikayla ilgisi sınırlı, “Uçan Hançerler”i yönetim karşıtı bir örgüt olarak tarif ediyor ama neye, neden karşı çıktıklarını söylemiyor. Lou'nun ve Mei'nin neden örgüte katıldıkları ve Jin'in devlet görevlisi olmasının ideolojik bir tercih olup olmadığı belirsiz. Politikayla bu kadar ilgili bir hikayenin ideolojik zeminini sağlam tutmayınca, hele sosyolojiye hiç yer vermeyince filme "masalsı" denmesinin temeli oluşuyor, ki bu eleştiriden "Kahraman" da nasibini almıştı.

Bitmeyen pusu
Masal eleştirisi yersiz, filmin asıl amacına uymuyor.

Eserin Çince adı "On Yönden Pusuya Düşürülmüş" anlamına geliyor. Bahsedilen pusu, sadece birer savaşçı olarak sık karşılaştıkları fiziksel bir durum değil, mecazi bir anlamı var, varolma biçimlerinin doğal bir sonucu. Jin, Mei ve Leo öyle insanlar ki zaten pusuya düşmüşler bir kez ve film çıkmalarının da mümkün olamayacağını anlatıyor. Çünkü o pusuyu kendileri yaratıyorlar. Mutluluklarını engelleyen en büyük düşman yine kendileri. İdeolojik tavırları, kişilikleri, aşka verdikleri değer, adanmaya duydukları eğilim...

Örgüte veya devlete adamışlar kendilerini, (o sırta yenen hançer), aşka bağlılıkları ise daha da ileri (o da kalplerindeki hançer). Savaşmadıkları anlarda da taşıyorlar o hançerleri, sevişirken bile. Başkalarını (hele düşmansa) kolayca öldürebildikleri için kendi hayatlarına da hak ettikleri değeri veremiyorlar. Yaşamlarını tam bir esarete çevirmişler, ne kadar imrenseler de (kişiliklerini genişletmedikçe) rüzgar kadar özgür olmaları olanaksız.

Yaşamlarını değiştirebilme gücünü ancak delicesine aşıkken bulabildikleri için aşka ölümüne muhtaçlar. Onlar için aşk kendilerini, kendilerinden kurtarabilecekleri tek araç. Ama aşka da aynı öldürme güdüsüyle yaklaşıyorlar, aşka verdikleri değer temelde bir ihtiyacın sonucu olduğu için büyük bir nefreti de barındırıyor içinde, ilk fırsatta o nefret açığa çıkıp yaralı bir hayvan gibi önce sevdiğine saldırıyor. Final sekansında biri Mei'yi öldürmeye, diğeri hayatını kurtarmaya çalışsa da aslında Leo ile Jin de aynılar bu açıdan.

Bir sahnede görünen örgüt lideri Nia ile hiç gösterilmeyen General de aynılar. Aralarındaki asıl büyük savaşı vermiyor film, kimin kazandığının önemi yok, herkes mağlup zaten.

"Parlayan Hançerler" kendilerini on yönden pusuya düşürmüş tüm herkesin hikayesi, iyi anlatılmış bir mesel.

Çünkü Zhang bir strateji ustası.

Film+, sayı: 2, Mayıs 2005

Shi mian mai fu- House of Flying Daggers / Parlayan Hançerler
Yönetmen: Yimou Zhang; Senaryo: Feng Li, Bin Wang, Yimou Zhang; Yapımcılar: William Kong, Yimou Zhang; Görüntü yönetmeni: Xiaoding Zhao; Müzik: Shigeru Umebayashi; Kurgu: Long Cheng; Oyuncular: Takeshi Kaneshiro (Jin), Andy Lau (Leo), Ziyi Zhang (Xiao Mei), Dandan Song (Yee); 2004 Çin, Hong Kong ortak yapımı, 119 dakika; Gösterim tarihi: 25 Mart 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder